a
DOĞUM
GELENEKLERİ
Kars
ilinin en köklü geleneklerinden biri de doğumla ilgili geleneklerdir. Bu
gelenekler Oğuzlardan bugüne kadar aynı sıcaklığıyla gelmiştir. Doğumun haftası
tamamlanınca kurbanı kesilerek komşular çağrılır, yemekten sonra duası yapılır
ve ad konulur.
Ad
koymada ailenin en büyüğünün adı veya devlet büyüklerinin adları da tercih
edilir. Bu çocukların oluşlarında hemen kulaklar delinir, küpe takılır, kıza
benzetilir. Çocuğun göbeğini kesen çakı yıkanmadan kapatılır, hasta annenin
başının altına konur. Çocuğun göbeği kuruduktan sonra çakı açılır ve yıkanır.
Komşular doğum yapana yemek getirirler, buna yoklama denir. Çocuk için
korkulacak olan bir konu da kırk baskınıdır. Doğum gününden itibaren kırk gün
sürer. Bu süredeki anneye kırklı karı, çocuğa da kırklı çocuk denilir. Kırk
baskını çocuktaki belirtileri devamlı ağlama, zayıflık, bacakların birbirine
sarılır gibi takılması halleri görülür.
CENAZE
TÖRENİ
Kars
ve çevresinde cenaze törenleri köyümüzde de aynı özellikleri taşır. Belirli
nedenlerden veya kendiliğinden ölen birisi ilk önce komşuları ve en yakın
akrabalarına haber verilir. Eğer cenaze Kars’ta se ilk önce evden alınarak en
yakın camiye götürülür, caminin morguna konur. Kars dışından şehre gelen
cenazelerde de aynı durum geçerlidir. Fakat cenaze Kars’tan veya Kars dışından
köyümüze geldiğinde köyde cenaze ile ilgili çalışmalar köy halkı tarafından
yapılır. Örneğin mezarlık kazılması, yıkama yerlerinin hazırlanması vs… işlemler
yapılır.
Köyümüzde
cenaze aynı gün defin edileceği gibi aynı gün edilme yedebilir. Çünkü cenaze
uzakta olan çocukları kardeşleri veya akrabalarının gelmesi beklenir. o gün
cenaze defin edilmemişse ölen insanın evinde köylüler cenazeyi defin edilene
kadar sürekli ölen şahsın evine giderler. Ve cenaze defin edilene kadar orada
bulunurlar. Cenazenin defin edileceği gün köy halkı tüm çalışmaları yapmış
şekilde hazır beklerler.
Mezarlıkta
cenaze defnedildikten sonra köy halkı ölen şahsın evinde çocukları veya
kardeşleri tarafından taziyeleri kabul ederler. Daha sonra gelenlere çay
verilir. Cenazenin defnedilmesinden sonra üçüncü gün Kur’an okutulur ve
gelenlere yemek verilir. Uzaktan gelen insanları komşular misafir ederler.
Bununla beraber cenazenin yedinci gününde ise köyde bulunan insanlara hane
halkının sayısına göre et dağıtılır. Bu et dağıtmaya esen de
denir.
Her
Perşembe veya Cuma günleri mezarlıkta ve ölen insanın evinde Kur’an okunur. Bu
durum ölen şahsın ölümünün kırkına kadar her hafta devam eder. Daha sonra
kırkıncı gününde ve elli ikinci gününde mevlit okunur. En yakın akrabalar ve
komşular okutulan mevlüte çağrılır. Mevlit okutulduktan sonra mevlittekilere
yemek verilir oradan da helva dağıtılır ve belirli zamanlarda mezarlık
ziyaretleri ile devam edip gider.
KİRVALIK
Bu
adet Doğu Oğuzlarından gelen bir adettir. Oğuzların ad koyma, toy, av, şölen
düğünlerinin yanında bir de sünnet düğünü vardır.
Kirve/
Kirva / Kivra: Sünnet olan çocuğu sünnet sırasında kucağında tutan kişiye denir.
Sünnet yapılacağı zaman sünnet yapan şahıs, çok yakın bir akrabasını veya
komşusunu kirve yapar. Sünnet olacak her çocuk için bir kirve olacağı gibi
birçok çocuk içinde bir kirve olabilir. Kirveler arasındaki dostluğa çok büyük
bir önem verilir. Ayrıca kirveden de kız alınmaz.
KOÇ
KATIMI
Kars’ta
en eski geleneklerden biri de Koç Katımıdır. Koç katımı takvimde de önemli yer
tutar. Çobanlar ona göre hesap yılını konuşur ve anlaşırlar. Koç katımı ekim
aynın son haftası ile kasım ayının ilk haftası olarak tanınır. Gün olarak ta
Cuma ve pazartesi genelde seçilir. Koç ve koyunları katım günü yaklaştıkça
boyanıp boyarlar ve koyun sahipleri birleşerek o yıldaki koyun sürüsünün
idaresini konuşur, anlaşırlar. Köy genelinde bir mahallede koç katmayı
kararlaştıralar. Koyun sahipleri sabahın erken saatinde katım yerine
götürürler.
Yüzüncü
günden sonra koyun memededir. (memelerin süte hazırlanması denir.) Yüz elli gün
sonra koç katımından kuzular dünyaya gelmeye başlar.